KREMATORYUM

19 Ağustos 2007 Pazar

İSTANBUL MASALI

Her ne varsa bitiyor

Siliniyor sırayla aklımdan

Bilinen tüm dertler

Dinlerken Dolapdere’yi

 

Hüznüm bile keyifli geliyor

Sanki sevinç gözyaşları

Israrla yanaklarımdan süzülen

Ve içimi dolduran garip bir umut

Çıkarken Samatya’nın merdivenlerini

 

Yaşanmışlıkların silinmediği

Tarihin her aşamasının

Her şekilde hissedildiği

Bir yokuştan inmek

Etraftaki dükkanlara bakmanın

 

Üç saniyeliğine de olsa

Keyif verdiği

Ayrı bir dönemdir

Çukurcuma’da sadece yürümek

 

Tüm bakışlardan uzağım sanki

İyi ya da kötü

Tüm düşüncelerden

Dedikodulardan arınmışım

Özgürlük damarlarımda

Bir adım daha atarken

Ve sonuna yaklaşırken

İstiklal Caddesi’nin

 

Vapursuz olmaz elbet

Keyifse keyif

Hüzünse hüzün

Kaç çeşit insan vardır bilinmez

Her gün karşılaşılan

Ve bilinmezliktir belki de

Kadıköy’ü şahane kılan